Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- İstilacı batı , İran'ın Rehberlik kurumunun Ortadoğu'da ilerlemeleri açısından bir engel teşkil ettiğini anlamıştı. İşte bundan sonra Rehberlik kurumuna yönelik etkisizleştirme operasyonları başla(tıl)dı.
Suriye süreci içinde İran liderliği kurumu hakkında başlatılan 'iç ve dış' tartışmaları BOP projesinin bir uzantısı olarak görmek mümkün.
Sahada batının vekalet savaşı planlarını bozan İran ve Hizbullah faktörlerinin üzerine gidilebilecek elde kalan, kullanımı mezhepçilik ve etnik ayrımcılık üzerine kurulu dezenformasyonun harekete geçirilmesi beklenen bir şeydi.
Nitekim İran aleyhinde başlatılan ''Sünni katili'' damgası pekiştirilemeyince bu sefer dışarıdan desteklendiği ayan-beyan anlaşılan bir takım sözde Şii kurum ve sözde mollalar vasıtasıylaVelayet-i Fakih kurumunu yıpratıcı bir faaliyet başlatıldı. Şii İslam içinde ''Gulat'' (aşırı) olarak tanımlanan bu akım batı tarafından kullanılabilecek en iyi piyon olarak sahaya sürüldü. Aslında bu akım IŞİD gibi kendisini sünni tarafta tanımlayan 'aşırı' akımların Şii versiyonudur. Yani aslında uzun zamandan beri batının uyguladığı sistematik bir saldırının tezahürüdür. Finansman kaynakları bile batı orjinlidir.
Sünni kesimde IŞİD gibi karikatürize örgütler vasıtasıyla yapılan 'itibarsızlaştırma' siyaseti bu sefer Şii kurumları itibarsızlaştırmak için kullanılmak istenmekte , IŞİD'in Şii versiyonları sahneye sürülmek istenmektedir.
Fakat bu anlamda Şii müslümanların olduğu kadar Sünni müslümanlar için ortadoğuda bir cazibe oluşturan Velayet-i Fakih kurumu , batının Şii orjinli bir IŞİD oluşturma projesine engel olmuştur.
Mezhepçi söylemin dillendirdiğinin tersine Sünni müslümanlar içinde bir cazibe merkezidir , İran liderliğinin emri ile Filistin sahasında ki Sünni direniş gruplarına verilen fiili destek bunun bir örneğidir.
Oysa İran'ın mezhepçilik yaptığını iddia edip Farisi siyaseti güttüğünü iddia edenler İran kadar fiili destek vermemişlerdir Filistin davasına. Bu örneği Velayet-i Fakih kavramının kuşatıcılığını anlatmak için bir örnek olarak verdim , başka örnekleri de mevcuddur ama asıl konumuzdan sapmamak için kısa kestim.
Kuşatıcı ve birleştirici tavrıyla batının bölgesel planlarına engel olarak görülen Velayet-i Fakih kurumunun yıpratılması bölgede batı için engel olarak görülen İran'ın toparlayıcı cazibesini engelleyecek hem de Şii İslam üzerinden icad edilecek karikatürize bir Gulat örgütlenmenin yolunu açacaktır. Nerden bakarsanız bu başarıldığı takdirde Körfez bölgesinde ki ABD çıkarlarına engel teşkil eden İran büyük yara alacaktır. Çok kurnazca bir saldırıdır bu ..
VELAYET-İ FAKİH KURUMU NEDİR ?
Bu kurum , 12 imam düşüncesinin bir sonucu olup kayıp imamın yokluğunda Veli-ye Fakih’e onun yetki ve sorumluluğu yükleyen bir pozisyondur.
Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin yanısıra ülkede ki bilindik tüm kurumların en üstünde olan bu makamın görevleri şunlardır ;
-Düzenin Yararını Teshis Heyeti’ne danısarak devletin genel siyasetini belirleme
-Düzenin genel siyasetinin uygulanmasını denetleme
-Halk oylaması emrini verme
-Silahlı Kuvvetlere başkomutanlık etme
-Savaş, barış ve seferberlik ilanı
-Koruyucular Şurası üyeleri, Yargı organı başkanı ve Radyo-Televizyon Kurumu Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızlar, Ordusu Başkomutanı, düzenli ordu ve güvenlik güçlerinin yüksek dereceli komutanlarının makamlarına tayini, azli ve istifalarını kabul etme
-Yasama-yürütme-yargı organları arasındaki ilişkileri düzenleme
-Normal yollardan çözülmeyen problemleri Düzenin Yararını Teşhis Heyeti aracılığı ile çözme
-Cumhurbaşkanı seçildikten sonra mazbatasını verme
-Cumhurbaşkanı’nı görevinden azletme
-Yargı organı baskanının teklifinden sonra ve İslami sınırlar dahilinde mahkumlar için af ilan etme. (*)
Ayrıca İran anayasasının beşinci maddesi İmam Mehdi'nin gaybeti döneminde tekrar zuhuruna kadar geçen dönemde Velayet-i Fakih'in gaib İmam'ın görevlerini vekaleten yürütme yetkisi vermiştir. Yani Velayet-i Fakih yani Rehber bizzat İmam Mehdi'nin vekilidir, en üst makamdır , Sünni İslam'ın ''halifelik'' kavramı ile anlayabileceği bir mevkidedir.
REHBERLİĞE SALDIRILAR VE SEBEPLERİ
Suriye savaşı ile beraber 12 İmam inancı merkezli ve kendisini Alevi üst kimliği ile ifade eden ve batının hiç te hoşuna gitmeyen bir klik ortaya çıktı. Suriye devlet başkanı Beşar Esad'ın kimliği ile sunulan Arap Aleviliği , Anadolu Aleviliği ile daha da yakınlaştı. İran'ın savaşta Esad'a destek vermesiyle beraber Şii İslam'da direniş cephesinin çekirdeğine yerleşti. Kendisini Ali yaranlığı ve 12 İmam inancı ile bütünleştiren bu klik , batı tarafından bir Alevi karşı direnişi olarak yorumlandı.
Özellikle sosyal medyayı takip edenlerin göreceği üzere Anadolu Şii'lerinin bile kendilerini Alevi üst kimliğiyle tanıtmasıyla beraber Alevilik kavramı özellikle son zamanlarda bambaşka bir anlam kazandı ve batı karşıtı direnişin çekirdeği gibi görülmeye başladı. Oysa direniş kendi içinde Sünni unsurlar ile diğer devrimci Antiemperyalist unsurları da barındırıyordu. Ama Alevilik batı açısından bir üst kimlik olarak görülmüştü bile.
Batı toplumuna yön veren analistler ve toplum mühendisleri bulundukları ortamda Suriye savaşında oluşan bu üst kimliğin , İran'ın Velayet-i Fakih kurumunun yani İran Rehberliğinin derin siyaseti sayesinde hortladığını anlatmaya başladılar. Öyle ki bu üst kimlik Suriye ve İran'ın sınırlarını aşıp Anadoluya hatta oradan Avrupa'ya kadar ulaştı , şemsiyesi altında Antiemperyalist unsurların çeşitliliğini artırdı.
Batı bu üst kimliğin oluşmasında Rehberliğin direk gücünü gördü. İran'ın sahada ki belirleyici poltikasına yön veren kurumun önemi daha iyi algılandı. Bugüne kadar ambargo ve uluslararası yaptırımlarla dize getirilmeye çalışılan İran'ın Rehberlik makamının etkisi ortadan kaldırılmadan etkisizleştirilemeyeceği anlaşıldı.
İşte tam burada bir yerden düğmeye basılmışçasına Velayet-i Fakih kurumu ve bu kurumun tepesindeki adama yani İmam Hamaney'e yönelik eleştiri altında etkisizleştirme operasyonları başlatıldı. Türkiye sahasında , daha dün İran , İmam ve Rehberlik kurumuna övgüler düzen hatta bunun için kitaplar bile yazan yazar çizer takımı Rehberliği yerden yere vurmaya , Suriye politikasında mezhepçi politika gütmekle suçlamaya başladılar.
Aslında bu saldırı gerçek manada Rehber'in kişiliğine değil Rehberlik makamının etkisizleştirilmesine yöneliktir. Camiada kendisi Şii olarak bilinen bazı yazarlar bile işin içine girince , dışarıdan Rehberlik kurumu Şiiler tarafından bile eleştiriliyor görüntüsü verilmeye çalışıldı. Ardından bu koroya geçmişte İran'a gitmiş bir müddet orada kalmış ama hırsları yüzünden Şii toplumundan itibar görmeyip kenara itilen bir takım karaktersizlerde katılınca tartışmalar şimdiki haline geldi.
Aslında bu cephede sadece kiralık sözde Şii'ler değil Anadolu Aleviliği (Bektaşilik) içinden bir takım unsurlarda kullanıldı. İran'ın Aleviler üzerinde bir Şiileştirme politikası güttüğü propagandası yapıldı. Aynı anda Şii'ler içinde konuşlandırılan bir grupta Anadolu Aleviliği'nin İslam ile alakalı olmadığını dinsizlikle eşdeğer olduğunu yaymaya başladı. Oysa aradaki ayrılık ne olursa olsun ortaya çıkan batı karşıtı direniş kliğinin varlığı işgalci batı için bir engeldi. Tüm bunlara dışarıdan bakıldığında bütün olayın Suriye savaşı ile güçlenen ve kendisini Alevilik üst kimliği ile ifade eden direniş cephesinin etkisizleştirilme projesi olduğu anlaşılabilir..
Amerikalı senatör John McCain'in , BBC televizyonunda katıldığı bir programda diğer bir katılımcı olan Rusya Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Aleksey Puşkov’la, Suriye konusu üzerinde tartışırken Puşkov’un sözünü keserek, “Suriye’de biz kazanıyorduk, ardından ise 5,000 Hizbullah üyesi, diğer Rus ve İran ekipmanı ve İran Devrim Muhafızları geldi ve sahadaki denge değişti” demişti.
Bütün bunları topladığımızda Rehberlik makamı üzerinde estirilen bu dezenformasyon fırtınasının sebebini anlamış oluruz.
Son zamanların moda sözü haline gelmiş bir söylemle yazımıza şimdilik nokta koyalım ;
''Zamanlama oldukça manidar ! ''
(*) ORSAM, İran İslamCumhuriyetinde Anayasal Sistem ve Siyasi Partiler, Orsam Rapor No:112, Martt 2012, s.8
Mustafa Seyfullah KILIÇ